6 Şubat’ta Türkiye ve Suriye’yi vurarak, büyük can ve mal kaybına neden olan felaket karşısında halkın yardım için seferber olması, göz yaşartıcıdır. Türkiye milletçe bu tip felaketler yaşandığı her olayda yardım kampanyaları açmaktan, yaraları sarmaya çalışmaktan geri durmamıştır. Son yüzyılı aşkın süre içinde böyle bir örgütlenmeye ve kamapanyaya Kurtuluş Savaşı sırasında tanık olundu.
Ruşen Eşref’in 14 Ağustos 1921 tarihli Hâkimiyeti Milliye’de yazdığı gibi “Birkaç yıl içinde bu mülkün yarısı, öbür yarısını bağrına muhacir diye çökmüş”tü.
Daha Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarının yarattığı sefaletin yaraları sarılamadan İzmir göçmenleri sorunu başgöstermişti. Yunanlıların İzmir’den kalkarak Batı Anadolu’yu işgali nedeniyle onbinlerce göçmen iç kısımlara ve Marmara kıyılarına yığılmıştı. İzmir’deki yıkıcı bir deprem de göçü artıran sebepler arasına katıldı. Dönemin gazetelerinde bu göçmenlerle yapılan ropörtajlar yürek burkutucudur. Salgın hastalılar da başgöstermiştir. Frengi ve uyuz bunların başındadır. Açlıktan ölenler de az değildir.
Üniversitede yapılan bir toplantıyla üniversite ve yüksek okullu gençler Hilali Ahmer mekbuzlarıyla yardım toplamaya koyulurlar. Yardım komitelerinde bir erkek biri kız görev almaktadır. 1 ve 2 Aralık 1919 günlerinde 12.500 lira toplanmış, 2.500 lira da İzmirli öğrencilerin verdiği müsamereden kazanılmıştır.
Kurtuluş Savaşı yıllarında yardımları örgütleyen kuruluşun başında Hilali Ahmer gelir. Başkanı Basim Ömer Paşa olan ve çoğu gönüllü bir kadın ordusunun çabalarıyla hizmet eden bu kuruluş, Mütarekeden sonra İstanbul’a yığılmış göçmenlerin derdine çözümler üretmeye çalışırken, 10 Haziran 1919’da Anadolu’ya 50.000 liralık eşya göndermiştir.
İstanbul’da İkinci İnönü Savaşının hemen ertesisnde açılan en büyük yardım kampanyasına göre yardımlar Hilali Ahmer merkezine ve gazetelerin idarehanelerine götürülecekti. Binlerce kişi bu kampanyaya katılacak, yardım verenlerin listesi gazetelerde yayımlanacaktır. Vahdet gazetesi, “Anadolu’da vatanın kurtulması için harp eden dilaverlere karşı kalbimizde derin bir şükran hissi beslememiz ne kadar tabii ise onların hiçbir şeyden mahrum kalmamalarını temin etmemiz de o kadar gerekli bir vazifedir” diye yazmıştır. (7 Nisan 1921) Padişah Vahdettin de yardımdan geri durmayacak ve kampaanyaya 10.000 lira ile katılacaktır. Şehzade Selim’in bağışı ise 500 liradır. 4 Mayıs tarihine kadar bağış miktarı 180.000 liraya çıkmıştır. İzmir göçmenleri için düzenlenen piyango biletlerinden de 9.000 lira elde edilmiştir. 9 gün önce İstanbul’dan yola çıkan ilk yardım sağlık kafilesi 12 Nisan 1921’de Kastamonu’ya ulaşabilmiştir.
ANADOLU MELEKLERİ ÖRGÜTLENİYOR
Daha Sivas Kongresinin ardından Valinin eşi Melek Hanım başkanlığında kurulan Sivas Anadolu Kadınları Müdafaai Vatan Cemiyeti, Sivas’ta ve şube açtığı merkezlerde topladığı yardımları Maraş ve İzmir savaşçılarına ulaştırmaya çalışıyordu.
Meclis’in açılmasından sonra Ankara’da Halide Edip, Hilali Ahmer şubeleri aracılığı ile Anadolu kadınlar ordusunu harekete geçirmiştir. Ankara, Kastamonu, Konya başta olmak üzere birçok yerde kadın gönüllüler halktan eşya ve para yardımı toplamışlar, konser ve piyango, keremesler düzenlemişlerdir. Özellikle Sakarya Savaşı’nda verilan ağır yaralılar için de sağlık hizmetleri vermişlerdir.
Kastamonu kadınları 30 Ağustos 1921 günü üç gün gibi kısa bir sürede 700 yataklı bir hastane açarak eşyasını tamamalamışlardır. Bu eşyanın listesi şöyledir: 406 yatak, 4.108 yorgan, 1.030 yastık, 558 çarşah, 68 sürahi, bardak, 272 maşrapa, 859 havlu, 104 minder, 322 terlik, 235 bakır tas. 114 bakır sahan, 1.415 çatal kaşık, 25 lamba, 17 büyük tencere, 178 top Devrekâni bezi, 26 tülbent vb.
AZ VEREN CANDAN, ÇOK VEREN MALDAN
Kastamonu Hilali Ahmer Kadınlar Kolu, kısa sürede Kastamonu ilçelerine de dal budak salmıştır ve kadınlardan yardım toplamaya başlamıştır. Bu kentte yayımlanan Açıksöz, 9 Mayıs 1921 tarihli sayısında yardım yapan kadınların adlarını ve yardım miktarlarını yayımlamaktadır.
Taşköprü ilçesinde açılan yardım kampanyasına katılan 34 kadının adı yayımlanmıştır:
“Bir köylü kadın 30 kuruş
Miraç oğlu Ahmet Ağa’nın eşi 200 kuruş
Terzi Hasan Efendi’nin eşi 100 kuruş
Sinoplu Madam Terzi hanım 100 kuruş
Tütüncü Salih Efendi’nin eşi 50 kuruş
Orman Bekçisi Nuri Efendi’nin eşi 20 kuruş
Belediye kalemesi Asiye hanım 150 kuruş
Muzaffereddin Kız Mektebi Başöğretmen Yardımcısı Mahrure Hanım 250 kuruş.”
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Bu kampanyaya Kastamonu’da yaşayan Rumlar da 225 takım yatak vererek katılmışlardır.
Kastamonu Hilali Ahmer kadınları Sakarya boylarında yaralanıp bu hastaneye getirilen askerleri ziyaret ederek onlara sigara, şeker ikram etmişlerdir.
Vatan için dövüşürken yaralanan subay ve er için arkasında böyle bir kadın ordusunun bulunduğunu bilmek kadar güçlü bir moral kaynağı olabilir mi?
Kastamonu kadınları, yaralılara ve onların çocuklarına yardım için konser de düzenlemişlerdir. Burada 157 lira 50 kuruşluk bilet, 16 lira 30 kuruşluk rozet satmışlardır. 247 lira 20 kuruşluk da yardım toplamışlardır. Konser sonunda çok duygulanan bir kadın, kulağındaki küpeyi çıkararak üstündeki bütün parası ile birlikte Hilali Ahmer’e bağışlamıştır.
Kastamonu Hilali Ahmer kadınlarının düzenlediği bir eşya piyangosu ise herkesi duygulandırmıştır.
Riyazülbenat Okulu’nun üst katında düzenlenen sergiye tam 1.030 parça eşya bağışlanmıştır.
Yoksul bir kadın, eşya piyangosu için vereceği başka bir şeyi olmadığı için yamalı bir gömlek vermiştir.
Bunu verirken de utancından ağlamıştır.
Sergiyi düzenleyenler yamalı gömleği salonun başköşesine asmışlardır.
Üzerine iki satır bir yazı yazmışlar, diğer eşyalarda bağışlayanın adı bulunduğu halde bu yamalı gömleği veren kadının adı yazılmamıştır.
Bu olay herkesi çok duygulandırmıştır.
Açıksöz gazetesi; bu bağışı, malı olup da vermeyenlere örnek göstermiştir.
“Asıl onlar ağlasın” diye yazmıştır…
Kurtuluş Savaşı Günlüğü, Kurtuluş Savaşı Kadınları, Kurtluş Savaşı Gençliği kitaplarımdan derlenmiştir.) (20 Şubat 2023)
zekisarihan.com