CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin İstanbul İl Yönetimi'ni geçici olarak görevden alan İstanbul 45'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde kararı veren hakimin, avukatlıktan hakimliğe geçtiğini, avukatken AK Parti üyesi olduğunu belirterek, "Şimdi Recep Tayyip Erdoğan, ‘Şikayetçi CHP’li, şikayet edilen CHP’li, benim ne ilgim var’ diyor ya. Söyleyelim, şikayeti hazırlayan senin adliye koridorlarındaki AK Toroslar çeten, hazırlığı yapan yargı kolları başkanın, bulduğunuz işbirlikçi mahkeme eski üyen ve atadığınız kayyım heyetini valilik emriyle, polis eliyle baba evine sokmaya çalışıyorsunuz" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara'nın Tandoğan Meydanı'nda "Vesayet Değil Siyaset! Kayyıma, Darbeye Hayır" mitinginde yaptığı konuşmada, "Yıllardır demokrasi dışı yöntemlere saptılar, 19 Mart’ta darbeye kalkıştılar ama bu mücadeleyle, milletin ferasetiyle, milletin desteğini alamadılar. Zaten bu millet mağdurun, mazlumun yayında durur ama zalimin yanında durmaz. Milletin desteğini alamayınca bu mücadeleyi kim örgütlüyor? Cumhuriyet Halk Partisi. Partimize karşı ağır bir saldırı başlattılar. Hapiste canımıza, dışarıda malımıza, evimize kastediyorlar. Baba evimize, partimizin binalarına saldırdılar. İstanbul İl Başkanlığımızın binasına dava açtılar. Kongresine dava açtılar. İl Başkanımız Özgür Çelik’e dava açılar. Kapıda kedimiz var Şanslı, onu da veterinerlik ettiler ama İstanbul İl Başkanlığımızı teslim alamadılar, Özgür Çelik’e baş eğdiremediler" ifadesini kullandı.
Özel, şunları kaydetti:
"Her fırsatta bir meczup, bir yalancı bulup, iftirayla partimize saldırdılar. Asliye hukuk mahkemelerinin sayın hakimleri İstanbul’dakiler, kanun açık, görevsizlik kararı verdiler, Ankara’ya yolladılar. Buraya açılanlar, oradan gelenler birleştiler. Buradaki mahkemeler normal sürecinde işledi. Tedbir talepleri, yani kayyım, bütün mahkemeler reddetti. Dediler ki ‘Seçimle gelene kayyım olmaz. Baştan tedbir olmaz’ ama nihayet dokuz kapıdan kovulanlar maalesef 10’uncusunu buldular. İstanbul 45’inci Asliye Hukuk Mahkemesinde birini buldular. Kim o biri? 5 yıl boyunca eşi İstanbul Büyükşehir AK Parti’deyken, İstanbul Büyükşehir’de avukat olarak çalışan, kendisi AK Parti referansıyla Karayolları Genel Müdürlüğü’nün avukatlığına giren, Ulaştırma Bakanlığı'nın davalarını alan, AK Parti kimliği, AK Parti rozeti taşıyan birisi açılan sınava girdi. Biri değil ikisi birden sınavı da mülakatı da geçti. Karı koca hakim yapıldılar. Avukatlar avukatlıktan hakimliğe geçerse, 5 yıl o ilde görev yapamazlar. Hemen İstanbul Gaziosmanpaşa’ya karı koca atandılar. 3-4 yıl orada durup sonra Malkara’ya gittiler, üçüncü bölge olacak Malkara’da en az dört yıl durması gerekirken hemen İstanbul’a geri getirildiler. Uygun mahkemeye yerleştirildiler. Nisan’da belli oldu, Ağustos sonunda nöbetçi mahkeme 45’inci Asliye Hukuk oldu. Onun gününü beklediler. Talimatı almış bir avukat, gününde başvurdu. Talimatı almış bir mahkeme, normalde o davayı Ankara’ya gönderecekken orada kabul etti. Eylül sonunda ‘mahkeme açtım’ demişken adli tatil dönüşü ilk gün işlemini yaptı ve İstanbul İl Başkanlığına kayyım atadılar. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan, ‘Şikayetçi CHP’li, şikayet edilen CHP’li, benim ne ilgim var’ diyor ya. Söyleyelim, şikayeti hazırlayan senin adliye koridorlarındaki AK Toroslar çeten, hazırlığı yapan yargı kolları başkanın, bulduğunuz işbirlikçi mahkeme eski üyen ve atadığınız kayyım heyetini valilik emriyle, polis eliyle baba evine sokmaya çalışıyorsunuz. Biz kimseyi sokağa çağırmadık. Biz herkesi baba evine sahip çıkmaya çağırdık. Siz baba evinin önünü kapattınız. Atatürk’ün evlatlarını sokakta bıraktınız. Tayyip Erdoğan’a söylüyorum. Onun mürekkebinden dökülen İçişleri Bakanı müsveddesine söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi’nin baba evine kimse el uzatamaz. O uzanan elleri biz değil baba evinin gerçek sahipleri pişman eder, pişman olursunuz.
"Ne bir adım geri atarız, ne bir kelime eksik konuşuruz"
Kendileri demokrasiden nasibini almamış birileri, siyasi parti nedir bilmeyen birileri, bir siyasi partinin İstanbul İl Başkanlığını 5 bin polisle çeviriyorlar. ‘Taşıdık, öteye gidin’ diyoruz, işlemi yapmıyorlar. Milleti partimize sokmuyorlar. Demokratik yarışı kazanamadıkları için darbeciliğe girişiyorlar. CHP kolay lokma değildir. CHP, herhangi bir parti değildir. CHP, sizin gibi konjonktürün değil tarihin, milli mücadelenin partisidir, Türk milletinin partisidir. Bu yüzden sesimiz milletin sesidir. Hangi adımı atarsanız atın bizden geri adım görmeyeceksiniz. Ne bir adım geri atarız, ne bir kelime eksik konuşuruz, ne bir santim eğiliriz. Biliriz ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir adım geri atması, bu millete 100 yıl geri adım attırır. Biliriz ki biz bir kelime eksik konuşursak, siz bu milleti susturacaksınız. Biliriz ki biz bir santim eğilirsek siz bu millete diz çöktüreceksiniz. Bu millete diz çöktürtmeyeceğiz size teslim olmayacağız. Bugün hedefte olan sadece Cumhuriyet Halk Partisi değil, Türkiye’deki demokrasidir. Biz, Türkiye demokrasisini aslan sosyal demokratlarla, milliyetçi demokratlarla, muhafazakar demokratlarla, liberal demokratlarla, Kürt demokratlarla, sosyalist demokratlarla, Türkiye’nin bütün demokratlarıyla birlikte savunuyoruz. Biz Türkiye ittifakıyız. Türkiye ittifakı, renklerini ay yıldızlı al bayraktan alır. Filenin sultanları bayrağı göndere çektirirken kimin gırtlağı düğümleniyorsa o Türkiye ittifakındadır. Bugün akşam 12 Dev Adam Almanya karşısında mücadele verirken hop oturup hop kalkanlar Türkiye İttifakıdır. Renkleri ay yıldızlı al bayraktandır.
Tandoğan’da elbette emek mücadelesi için, özgürlük mücadelesi için, demokrasi için muhteşem bir buluşma gerçekleştirdik. 1 milyonun üzerindeki destekçimizle, demokratla birlikte buradayız. Gerekli başvuruyu yapacağız, dünya tarihinde bir Milli Takıma maçtan önce, bir başka ülkede, bir başka şehirde verilen en kalabalık destekle hep birlikte tarihe geçiyorsunuz. Milli Takıma başarılar diliyoruz.”