CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunun 100. gününde Saraçhane'de düzenlenen miting nedeniyle haklarında dava açılan 35 gençten 13'ü hakkında tutukluluğun devamı kararına yapılan itiraz, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Avukatın Sesi İnisiyatifi (ASİ) avukatları, “Kaçma ve delilleri yok etme anlamında herhangi bir yola başvurmayan ve böyle bir şüphesi de bulunmayan sanıkların adli kontrol uygulaması öncelikle uygulanmaksızın tutuklamaya hükmedildiği gözetildiğinde, yasada öngörülen kişi hürriyeti ve güvenliği sınırlarının aşılması mahiyetindedir” dedi.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart operasyonuyla tutuklanmasıyla başlayan protestoların 100. günü olan 1 Temmuz'da, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katılımıyla Saraçhane'de "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" adlı miting düzenlenmiş, mitinge katılan 42 kişi gözaltına alınmış ve en büyüğü 2001 doğumlu olan 13 genç ise tutuklanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında Cumhuriyet gazetesi muhabiri Engin Deniz İpek'in de bulunduğu 35 genç hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan iddianame hazırlamış, söz konusu iddianame İstanbul 64. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
Karar oybirliğiyle alındı
Öte yandan sanık avukatları tarafından 23 Temmuz tarihinde İstanbul 64. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen tutukluluk hallerinin devamına ilişkin karara itiraz edildi. Söz konusu itirazı değerlendiren İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, gençlerin tutukluluk hallerinin devamına karar vererek itirazı reddetti.
Kararda, şu ifadeler yer aldı:
“Dosya evraklarının ve itiraz dilekçesinin incelenmesinde; sanığın üzerine atılı suçu işlediğini gösterir somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin var olduğu, sanığın üzerine atılı suçun 5271 sayılı CMK'nın 100. maddesinde yer alan katalog suçlardan olduğu, isnat edilen suçun alt ve üst sınırı nazara alındığında tutuklama tedbirinin bu aşamada ölçülü olduğu ve bu nedenle adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı anlaşılmakla, mahkemenin gösterdiği gerekçe ve değerlendirmenin usul ve yasaya uygun olduğu, görülmekle yerinde olmayan itirazın reddine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.”
“İktidarın baskı ve tahakküm altına aldığı yargı organları eliyle sürdürülen bu ve benzeri yargılamalar, Anayasa’da teminat altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanılamaz hale getiriyor”
Konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuşan Avukatın Sesi İnisiyatifi (ASİ) avukatları şunları söyledi:
“1 Temmuz’dan beri siyasi saiklerle özgürlüklerinden mahrum bırakılan 13 gencin tutukluluk hallerinin gözden geçirilmesi kapsamında sanıklar ve müdafiilerin yokluğunda yapılan inceleme neticesinde tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Mahkemenin tensiple birlikte verdiği tutukluluk kararına yönelik itirazlar da benzer şekilde soyut ve dayanaksız gerekçelerle reddedildi.
Kaçma ve delilleri yok etme anlamında herhangi bir yola başvurmayan ve böyle bir şüphesi de bulunmayan sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek hürriyetlerinden yoksun bırakılmaları, özellikle adli kontrol uygulaması öncelikle uygulanmaksızın tutuklamaya hükmedildiği gözetildiğinde, yasada öngörülen kişi hürriyeti ve güvenliği sınırlarının aşılması mahiyetindedir.
İktidarın baskı ve tahakküm altına aldığı yargı organları eliyle sürdürülen bu ve benzeri yargılamalar, ceza hukukunun temel prensiplerini ihlal etmekte, Anayasa’da teminat altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanılamaz hale getirmekte ve özellikle infaz hukuku kuralları göz önüne alındığında müsnet suça ilişkin cezaların herhangi bir mahkumiyet kararı söz konusu olmaksızın infaz edilmiş olmasına yol açmaktadır.”
Davanın ilk duruşması ise 3 Eylül’de görülecek.