TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında Meclis'te oluşturulacak komisyonun çalışmalarına Ağustos'un ilk haftasında başlanacağını bildirdi. Kurtulmuş, "Toplantılar başladığında rutin kararlar alınacak, ancak stratejik kararlarda 5'te 3 çoğunluk yani nitelikli çoğunluk aranacak. Böylece tüm siyasi partilerin ortak iradesiyle karar alınacak. Şu ana kadar yaptığımız tüm ikili görüşmeler, grup başkanvekilleriyle toplantılar, parti liderleriyle temaslarımız olumlu geçti. Sürece destek veren tüm parti başkanlarına ve yöneticilerine yürekten teşekkür ediyorum. Komisyonun çalışmaları, siyasi mücadele alanı olmaktan uzak tutulmalı ve milletin beklentileri doğrultusunda yürütülmelidir." ifadesini kullandı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cenevre’de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Çok açık bir şekilde Filistin'deki soykırımı kınadığımızı ve bunun bir an evvel durdurulması için uluslararası camianın harekete geçmesi gerektiğini ifade ediyor. İki devletli çözümden başka bir yol olmadığını, Filistin devletinin tam manasıyla egemen bir devlet olarak uluslararası camia tarafından kabul edilmesinin şart olduğunu da açıkça belirttik. Üzülerek söylemek isterim ki, tüm bu uluslararası platformlarda zaman içerisinde Filistin’e yönelik daha güçlü bir destek görülmeye başlanmış olsa da uluslararası camianın duyarsızlığı hâlen devam ediyor. Bunu bir kez daha burada gördük. Bazı ülkeler cılız da olsa destek verdiler; ancak bu destekler son derece sınırlı kaldı.
Biz, Filistin’in haklı davasına destek olmaya devam edeceğiz. Özellikle Batı dünyasında halkların, kendi hükümetlerinin tavır ve politikalarına rağmen Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olması, hükümetlerin de tutumlarını değiştirmeye zorlamaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinin son zamanlarda Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını ifade eden açıklamaları da bu anlamda olumlu bir adımdır. Bu pozitif bir gelişme olmakla birlikte, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşların birçok toplantı yapmasına rağmen hâlâ Filistin halkının yanında güçlü bir destek görünmüyor. Bunu da üzüntüyle ifade etmek isterim.
"İnşallah önümüzdeki yıl Nisan ayında İstanbul’da Dünya Parlamentolar Birliği’nin toplantısını yapacağız"
Biz, parlamenter diplomasi çerçevesinde hiçbir uluslararası platformu boş bırakmıyoruz ve bu toplantılarda Türkiye’nin ve dünyadaki mazlumların sesi olmaya devam ediyoruz. Bu kararlılıkla sürdürülen bir yaklaşımdır. Dünya Parlamentolar Birliği, tüm dünya parlamentolarının üye olduğu bir şemsiye kuruluştur. Biz 2026 yılındaki genel kurula talip olduk. İnşallah önümüzdeki yıl Nisan ayında İstanbul’da Dünya Parlamentolar Birliği’nin toplantısını yapacağız. Bu şu anlama geliyor: Dünyanın dört bir yanından parlamentoların başkan ve başkan vekilleri dâhil temsilcileri gelecekler. Bugün burada yaklaşık 2000 temsilci genel kurula katıldı. Bir önceki genel kurul Taşkent'te, Özbekistan'daydı. Oraya da 2000–2500 kişi katılmıştı. Dolayısıyla, fevkalade önemli bir uluslararası toplantıya ev sahipliği yapacağız. Dünya parlamentolarından, farklı siyasi görüşlere sahip insanlar Türkiye'ye gelecekler ve birkaç gün boyunca çeşitli meseleleri konuşacaklar. Dünya parlamentolarının liderleri İstanbul'dan dünyaya seslenme fırsatı bulacaklar.
"Terörsüz Türkiye Komisyonu"
Başından itibaren mümkün olduğunca az konuşarak, dikkatli ve hassas bir süreç yürütmeye çalışıyorum. Çünkü bu Türkiye için tarihî bir fırsattır. Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihinde, 50 yıl terörle geçti. On binlerce insanımızı kaybettik, 2 trilyon doların üzerinde maddi kaybımız oldu. Terör, Türkiye'nin ayağındaki büyük bir prangaydı. Şimdi bu prangadan kurtulmak için tarihî bir fırsat doğdu. İmralı çağrıda bulundu, örgüt 'Kendimi feshediyorum' dedi. Biz de başından itibaren, silahların bırakılmasıyla birlikte sürecin takibinin siyasi sorumluluğunun Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geçeceğini söyledik. Süreç planlandığı şekilde ilerliyor. Silah bırakma devam ediyor.
Komisyon, bu sürece ilişkin gerekli yasal düzenlemeleri hazırlayacak. Burada önemli olan kamuoyunun hassasiyetlerini ve kırılganlıklarını göz önünde bulundurarak süreci şeffaf ve katılımcı bir şekilde yürütmek. Bu nedenle diyoruz ki: 'Altın oran; Kürt’ün onuru, Türk’ün gururudur.' Bu dengeyi sağlayacağız. Komisyon yalnızca milletvekillerinden değil; sivil toplum kuruluşları, hukukçular ve konuya ilişkin fikri ya da çalışması olan herkesin görüşlerini dinleyecek. Ancak bu süreç politik tartışma zemini değil. Burası A partisi - B partisi meselesi değil, tüm Türkiye'nin ortak meselesidir. 86 milyon vatandaşımızın geleceğini ilgilendiren bir konudur. Bu nedenle komisyon partiler üstüdür.
Tüm siyasi parti temsilcilerinin görüşlerini tek tek dinledim. Sonuç itibariyle bu çalışmayı yürüteceğiz. Ümit ederim ki çok da uzun olmayan bir süre içerisinde komisyon ne yapacaksa... Komisyonun asıl görevi yasaların hazırlanması olacak. Elbette komisyon bu yasaları çıkarmayacak, hazırlayacak ve Meclis'e sunacak. Meclis bunları yasalaştırırsa önemli bir adım atılmış olacak. Komisyon başka konuları da gündeme alabilir. Ancak odak noktası, örgütün silah bırakmasıyla ortaya çıkan sürecin nasıl çözüleceği ve alınacak tedbirler olacaktır. Sürecin dışına çıkmadan somut sonuçlara ulaşacağız.
"Komisyon, Ağustos’un ilk haftasında çalışmalara başlayacak"
Komisyon, Ağustos’un ilk haftasında çalışmalara başlayacak. Toplantılar başladığında rutin kararlar alınacak, ancak stratejik kararlarda 5'te 3 çoğunluk yani nitelikli çoğunluk aranacak. Böylece tüm siyasi partilerin ortak iradesiyle karar alınacak. Şu ana kadar yaptığımız tüm ikili görüşmeler, grup başkanvekilleriyle toplantılar, parti liderleriyle temaslarımız olumlu geçti. Sürece destek veren tüm parti başkanlarına ve yöneticilerine yürekten teşekkür ediyorum. Komisyonun çalışmaları, siyasi mücadele alanı olmaktan uzak tutulmalı ve milletin beklentileri doğrultusunda yürütülmelidir."