CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Düzce'de düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde yaptığı konuşmada, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar milletten aldığı oylarla Cumhurbaşkanı’dır. Ama 19 Mart sonrası yaptığı darbeyle artık Cumhurbaşkanı değil; cuntanın başı, cunta başkanıdır" ifadesini kullandı.
CHP’nin Silivri’de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Türkiye’nin başka bir ilinde düzenlediği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bu haftaki adresi Düzce oldu. Özel, şunları kaydetti:
"Niye darbe yapıyor? Akçakoca’nın sahil yolunu bitirmedi. Onu konuşmayın, başka şeyler konuşun istiyor. Balıkçı barınağını, liman projesini yapmıyor, bunun hesabını vermiyor başka şeyler konuşulsun istiyor. Yeni devlet hastanesini bitirmediler, demiryolu yok, turizm ve lojistik aksıyor. Düzce fındık üretiminde ilk beşte. Üretici iyi bir fiyat bekliyor. Geçen sene 130 lira verdiler, fındık üreticisini mahvettiler. Bu sene maliyetlerin ne durumda olduğunu görüp, hakkaniyetli bir fiyatı bekliyoruz. Düzce’nin fındık üreticisinin beklentisinin arkasındayız, sonuna kadar yanınızdayız. Artık o eski siyaset dönemi bitti diye ilk başta söyledik. Kimse vesayetle, baskıyla bir ülkeyi yönetemez. Patron millettir, millet ne söylerse o olur. Milletin kafasını karıştırmak için attığınız iftiralara karşı benim bir teklifim var. Düzce’den, Düzceliler’in gözünün içine bakarak, televizyondan bütün Türkiye’nin gözünün içine bakarak sesleniyorum. Biz adayımıza, belediye başkanlarımıza, arkadaşlarımıza güveniyoruz, kefiliz. Eğer siz de savcınıza güveniyorsanız, hodri meydan. Mahkemeyi TRT’den canlı yayınlayın, millet iftirayı da duysun cevabını da duysun."
"Borsa düşmesin, dolar fırlamasın diye operasyonları cumartesi yapıyorlar"
"Bugün sabah kalktık. Televizyonları açtık. Ben 6’ya 10 kala il başkanının telefonuyla uyandım ve yeni bir operasyon dalgasından haberdar olduk. Operasyonu cumartesi yapıyorlar. Niye? Borsa düşmesin, dolar fırlamasın diye. Borsa ne ister, dolar ne ister, yatırımcı ne ister? Güven ister, huzur ister, hukuk devleti ister. Yaptığın işe güveniyorsan neden çarşamba öğlen değil de cumartesi sabah yapıyorsun? Yaptığın iş kanuni olsa, hukuki olsa, savunulacak tarafı olsa hafta sonu sabahın köründe çıkıp da bu operasyonları yapmazsın. Büyükçekmece Belediye Başkanımız Hasan Akgün, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanımız Utku Caner Çaykara, Seyhan Belediye Başkanımız Oya Tekin, Ceyhan Belediye Başkanımız Kadir Aydar, önceki dönem milletvekilimiz Aykut Erdoğdu, Parti Meclisi üyemiz Baki Aydöner ve çok sayıda arkadaşımıza üç aydır tuttukları, iftiraya zorladıkları, ‘Şu isimleri ver ki seni bırakalım’ dedikleri birisi onların dediği iftiraları atmış, kendisi serbest kalmış.
"Aziz İhsan Aktaş, THY, TBMM, Devlet Hava Meydanları, Elektrik Üretim AŞ gibi pek çok kurumun ihalesini de almış"
Bakın Düzce’den Türkiye’ye ilan ederiz ki bu iftiraları atan kişi Aziz İhsan Aktaş. Bizim bu belediyelerimizde, örneğin Adana’dakilerde seçimden önce iş almış, seçimden sonra bizim başkanlar bıraktırmış. Ama bu kişi bu belediyelerde bu ihaleleri aldı diye belediye başkanlarımızı içeri alıyorlar. Yargıtay’ın, Türk Hava Yolları’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ihalesini bu almış. Devlet Hava Meydanları’nın, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nin ihalelerini bu almış. Trabzon Büyükşehir, AK Parti’de. Şanlıurfa Büyükşehir, geçen dönem AK Parti’de, Yeniden Refah’ta yeniden AK Parti’de. Elazığ Belediyesi, İstanbul Bahçelievler Belediyesi, 20 farklı ildeki kamu hastaneleri, Haliliye Belediyesi, Isparta Belediyesi, Pamukkale Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi hepsinin ihaleleri bu kişide ama bizim belediye başkanlarımıza ‘Neden bu kişi ihaleyi almış?’ diyorlar. Türkiye’de bu ihalelere girebilen belli başlı firmalar var. Biri giriyor. Biri çekiliyor. Biri alıyor. Biri devriliyor. Ama en sonunda en büyük yerleri yönetenler, ihalesini alanlar, CHP’den aldıysa bizim başkan suçlu oluyor. Bu adam serbest kalıyor. Aylardır ‘at iftirayı, çık dışarıya.’ Çünkü bir tek amaç var. Amaç; hukuk değil. Bakın gözünüzün içine baka baka söylüyorum. Düzce’nin vicdanına sesleniyorum. Bir savcı, adalet arayan bir savcı, 2019 sonrası yani ‘Varsa Ekrem Başkan dönemine bakıp da AK Parti dönemine bakmayacağım’ diyorsa, ‘2019 öncesini alın, götürün’ diyorsa, ‘Benim işim Ekrem’in dönemi’ diyorsa bu adam adaletin peşinde değildir, hırsızlığın peşinde değildir. Bir hırsızlık peşindedir, o da Türkiye’nin geleceğini çalmaya çalışmaktır.
"Erdoğan 19 Mart’tan itibaren Cumhurbaşkanı değil, cunta başkanıdır"
Bu yapılan iş bir darbedir. Darbeler yönetene yapılır, muhalefetin gözünün içine bakılır. Geçmişte bunlar darbe yaptılar, biz karşı durduk. Dedik ki, ‘Milletin getirdiğini millet götürür. Asker götüremez. Darbeci götüremez.’ Şimdi bunlar darbe yapıyorlar. Bugünkü iktidar, geleceğin iktidarına; bugünkü Cumhurbaşkanı, geleceğin Cumhurbaşkanı’na; bugünkü saray rejimi, Ekrem İmamoğlu’na darbe yapmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar milletten aldığı oylarla Cumhurbaşkanı’dır. Ama 19 Mart sonrası yaptığı darbeyle artık Cumhurbaşkanı değil; cuntanın başı, cunta başkanıdır. Peki ne yapacağız? Susacak mıyız, sinecek miyiz? Teslim olacak mıyız? Arkadaşlarımızı orada bırakacak mıyız? İşte ben buradan çıkıp Antalya’ya gidecekken, buradan İstanbul’a hareket ediyorum. Bugün akşam İstanbul’da bu yapılanlara karşı bütün belediyelerimizde ve ailelerle dayanışma içinde mümkün olan en büyük mücadele için İstanbul’daki arkadaşlarımızı motive edeceğim. Onlarla birlikte mücadele edeceğim. Durmayacağız. Gerekirse uyumayacağız. Bu kötülüğe teslim olmayacağız. Gençliğe Hitabe’de söylediği gibi ‘Bir gün istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen vazifeye atılmak için içinde bulunduğun vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin.’ Biz hep beraber bu ülkeyi bir kez daha kurtarmak için yollara düşüyoruz. Var mısınız? Ben İstanbul’a doğru, siz adalete ve iktidara doğru yürüyelim arkadaşlar."